PAYİTAHT - Osmanlı İstanbul'u

1453’ten itibaren Osmanlı devletinin Payitahtı olan İstanbul’un bir dünya kenti, bir İslam kenti, bir imparatorluk kenti, bir inançlar ve kültürler sentezi olarak yüklendiği tarihsel kimlik, yedi başlık altında anlatılmaktadır. Osmanlı İstanbul’u, yani Türk-İslam kültürünün Doğu Roma, İran, Mısır, Balkanlar, Akdeniz ve Karadeniz havzası kültürleriyle harmanlanarak oluşturduğu ‘Payitaht’, 7 bölüm halinde belgesel film olarak İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın desteğiyle hazırlanmıştır. Belgesel, bu başlıklar altında Osmanlı İstanbul’unu anlatmakta, 2D ve 3D animasyonlar, canlandırma-drama sahneleri, İstanbul’un havadan, denizden ve farklı açılardan çok yönlü çekimleri ile büyük ilgi ve beğeni toplayan teknik kalitesiyle dikkat çekmektedir. İstanbul’un diğer emsal şehirlerden, başkentlerden, tarihi ve stratejik kentlerden farklı, özgün bir kimliği vardır. Birçok yönüyle başka kentlere benzemez. İstanbul, her şeyden önce ‘Payitaht’tır. Büyük Sultanların şehridir. Peygamberin kutsadığı Fatih’in başkent kıldığı, İslam uygarlığının damga vurduğu yeni silueti ile İstanbul, ilim, ahlak, inanç, edebiyat ve estetik yaratan mekanlara sahiptir. Mahallesi ile özgün bir gündelik yaşamı, çarşıları ile senfonik bir iktisadi düzeni olan İstanbul’un bu özgün kültürü, payitaht karakteri ekseninde anlatılmaktadır. Uzman danışman ekibi ile uzun ve ayrıntılı bir araştırma dönemi sonunda belgesel projesi için 6 ay süren çekimlerde hava, kara ve deniz görüntüleriyle İstanbul’un hiçbir ayrıntısı kaçırılmadı. Bütün önemli detaylar tarihsel önemi ve manasına göre payitahtın görkemine uygun bir anlatım konu ediliyor. 25 kişilik bir ekiple çekimleri tamamlanan “Payitaht İstanbul” projesinin canlandırma sahnelerinde, 20 oyuncu 200 figüran ve 33 kişilik teknik ekip yer aldı. Ekip içerisinde, Alman ve Rus teknik adamlarının da görev alması dikkat çekerken, aynı zamanda projenin animasyonları için, 17 kişilik özel ekip çalışması da harcanan emeğin büyük olduğunu gözler önüne seriyor. Belgeselde yer alan animasyon ekibi İstanbul’da hiçbir kalıntısı yer almayan eski Bizans ve Osmanlı zamanındaki yapıları ve yaşamı canlandırıyor. Türkiye’de kullanılmayan bir teknikle çalışan animasyon grubunun yanı sıra, bu büyük belgesel filmi için, dönemin ruhunu yansıtan müzikler bestelenmiş. Müziklerin bestelenmesi seslendirilmesi ve stüdyo aşamasında 34 kişinin yer alması dikkat çeken belgesel, sadece bugüne değil, gelecekte kaynak olabilecek bir eser olarak öne çıkıyor.